Mazhar-ı esmâ-û sıfât Bediüzzamandır bu. Mev’ûd-ü risâletten bizlere fazl-ı ihsandır bu. Kenz-i mahfide muhit-i mekteb-i irfandır bu. Hava-i zulmette işrak eden şems-i tâbândır bu... Mişkât-ı misbahtan menşur-u hakîkat-ı Kur’ândır bu. Mevsim-i âsârda yekta bir gülistandır bu. İrşad-ı feth-i keşifde serencam-ı hidayettir bu. Sefine-i necatta sırr-ı menzile vusule kapudandır bu... Leyle-i zulmet-i cehilde nur-u çırağ-ı Yezdan’dır bu. Gamkîn gamlı gönüllerde behçet-i ferah, feza-yı şâdümandır bu. Şems-i Kur’ândan akseden nûr-u irfandır bu. Sultan-ül eser ve zübdet-ül meâni-i tefsir-i Furkandır bu... Şeref-i Ehl-i Beyt ve teşci-i Gavs-ı Âzamdır bu. Etba-i Ehl-i Sünnet ve iklim-i marifette sultandır bu. Mâden-i marifet ve ibraz-ı şefkatte ümm-ül enamdır bu. Cism-i velâyette evliyaya rûh-u feza-yı candır bu... Kevkeb-i muhakkikinde mü’minlere atâ-yı Sübhandır bu. Vahdet-i mevcud ve râhının semasında kehkeşandır bu. İlm-ü marifet bahrinde dürr-i yekta-yı mercandır bu. İlm-ü hakîkatta şûledar mâhitab-ı âhirzamandır bu... Müstağrak-ı envar-ı safada gelen bahardandır bu. Teslim-i rıza ve nezahet-i istiğnada aynı iz’andır bu. Risâle-i Nur talebelerine hakîkat-ı kıble-i îmandır bu... Halil İbrahim Kelimenin manası için üzerini çift tıklayınız. | |||